è Cumhuriyet dönemi edebiyatının temelini Milli Mücadele, yeni kurulan devlet ve yapılan
inkılaplar oluşturmuştur.
èCumhuriyet Dönemi Edebiyatının oluşumunda, Cumhuriyet'in ilânından sonra gerçekleştirilen siyasî, toplumsal ve kültürel değişimin önemli bir rolü vardır. Bunun yanında önceki edebiyat dönemlerinden de şekil, dil ve fikir bakımından bazı özellikleri bünyesine katmıştır.
è Milliyetçilik akımının etkisiyle, Türkçenin sadeleştirilmesi, edebiyatın konu olarak Anadolu'ya kaymaya başlaması da cumhuriyet edebiyatının oluşumunda etkili bir unsurdur.
èKurtuluş Savaşı'nın etkisiyle edebiyatta genel olarak Anadolu'ya bir yönelim başlar.
èYeni devletin kuruluşundan sonra Anadolu'ya, köylüye, Türk diline ve tarihine karşı duyulan büyük ilgi, edebiyatın ana çizgisini oluşturmuştur.
èÇağ dışı kalmış kurumların yerine çağa uygun yeni kurumlar oluşturulur.
èAtatürk'ün kurduğu ve büyük bir önem verdiği Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumu yaptığı çalışmalarla edebiyatın yönünü belirlemiştir.
èİkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan yeni dünya görüşleri, sanat anlayışımızda köklü değişiklikler yapar. Hikâye, roman ve tiyatro eserlerinde "yurt" ve "köy" sorunlarına yönelim başlar.
è1940 yılında köylere öğretmen ve sağlık personeli yetiştirmek amacıyla kurulan "Köy Enstitüleri", köy kökenli yazar ve ozan kuşağı oluşturmuştur.
èCumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar gelen süreçte, sosyal yapıdaki çeşitlilik; sanatçıların düşüncelerini, kalıba, kurala bağlı olmadan yansıtmasına olanak tanımıştır.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
èCumhuriyet dönemi Türk edebiyatı, Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Ati ve Millî Edebiyat oluşan zemin üzerine kurulmuştur.
èCumhuriyet devri edebiyatının ilk dönem eserleri, değişen siyasî, sosyal ve kültürel çerçevenin etkilerini taşır.
èSanatçılar, siyaset ile halk arasında bir köprü olmuş, devrimleri yorumlamış, açıklamış ve savunmuştur.
è Halka yönelik eserler ortaya konulmuş; yeni fikirler ve kültürler halka benimsetilmeye çalışılmıştır.
èCumhuriyet edebiyatının temelinde İstiklal Savaşı ve Atatürk devrimleri vardır. Şiirler, romanlar, hikâyeler bu iki konu ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantılıdır. Milli duygu ve heyecan geliştirmeye yönelik bu çabalar Milli edebiyatın bir devamı niteliğindedir.
èRomanlarda "cumhuriyet devrimleri; ağa-köylü, patron-işçi, kadın-erkek çatışmaları, kuşaklar arası çatışmalar; köy hayatı, köyden kente göç; iş ve işçi sorunları; gecekondu hayatı; ekonomik sıkıntılar; çeşitli düşünce akımları; Türk tarihi, Türk toplulukları ve diğer Türk devletlerinde yaşayan insanlar; yurt dışında çalışanların hayatı; yalnızlık" sıkça işlenen konulardır.
èDaha önce ön planda olan "olay hikâyesi" yanında, "durum hikâyesi" tarzında eserler de verilmiştir.
èBu dönemden itibaren farklı edebi topluluklar ortaya çıkmaya başlamıştır.
èDüzyazıda Nurullah Ataç'ın öncülük ettiği yeni nesir, öz Türkçecilik ve devrik cümle anlayışı yaygınlaşmıştır.
èEdebiyatımız zamanla İstanbul aydınlarının tekelinden kurtulmuş; Anadolu'dan da aydın yetişmeye başlamıştır. Türk halkının her kesimi edebiyata girmiştir.
èAnadolu efsanelerinden, masallarından ve mitolojiden yararlanılmıştır.
èKaracaoğlan ve Yunus'un tarzı bu dönem sanatçıları için örnek teşkil etmiştir.
èPsikoloji ve psikiyatri alanında yapılan bilimsel çalışmalardan yararlanılmıştır.
èAlafrangalığa özenen gençlik ile eski nesil çatışmaları eserlerde konu olmuştur.
èBu dönemde, Doğu ve Batı edebiyatının klasik yapıtları Türkçeye çevrilmiş, uluslararası düzeyde sanatçılar yetişmiş ve roman ve hikâye yazarlarının eserleri dünya dillerine çevrilmiştir.
è Batı'dan gelen anlatım biçimleri Türk edebiyatında başarılı bir şekilde kullanılmıştır.
èToplumsal gerçekçilik, varoluşçuluk, gerçeküstücülük, dışa vurumculuk, gelecekçilik, sezgicilik gibi akımların etkisinde eserler verilmiştir.
èBirinci ve İkinci Dünya Savaşı arasında Batı dünyasında ortaya çıkan "bireyin bunalımını esas alan edebi hareketler" den etkilenmeler olmuştur.
èŞiirin biçimce daha da serbestleşmesi sağlanmıştır. Aruz ölçüsü büyük oranda bırakılmış; serbest ölçü ve hece ölçüsü kullanılmıştır.
èTiyatro sanatçıları, siyaset ile halk arasında bir köprü olmuş, devrimleri yorumlamış, açıklamış ve savunmuştur. En çok, "memleket sevgisi, mitoloji, Atatürk sevgisi, çocukluk yıllarına özlem, modern hayatın getirdiği sıkıntılar, ideolojik yaklaşımlar, mistik duygular" gibi temalar işlenmiştir.
èTiyatro, yeni Cumhuriyet'in ilkelerini halka aktarmada bir araç olarak hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. Hem metin hem de sahnelenme tekniği açısından oldukça ilerlemiştir.
èÇocuk tiyatrosu çalışmaları yapılmış, kadınlar sahnede daha fazla yer almaya başlamış ve Devlet Konservatuvarları açılmıştır.
èModern roman ve modern tiyatro türleri üstün örneklerini Cumhuriyet Dönemi edebiyatında bulmuşlardır.
è Türk Dil Kurumu kurularak dilde yenileşme yoluna gidilmiştir. Yazı diliyle konuşma dili arasındaki fark ortadan kalkmış, dilde sadeleşme hareketi başarıya ulaşmış, yeni dil ve eski dil tartışmaları noktalanmış, İstanbul Türkçesi esas alınmaya başlanmıştır.