Fatih Sultan Mehmed, Osmanlı İmparatorluğu'nun icraatları ve askeri dehası açısından en önemli padişahlarından biridir. Sultan II. Murad'ın ve Hümâ Hatun'un oğlu olarak 29 Mart'ı 30 Mart'a bağlayan gece, 1432'de Edirne'de doğmuştur.
Fatih, iki yaşına kadar Edirne'de kaldıktan sonra 1434'te sütninesi ve küçük ağabeyi Alâeddin Ali ile birlikte 14 yaşındaki büyük ağabeyi Ahmed'in Rum sancakbeyi olduğu Amasya'ya gönderildi. Çocukluğundan itibaren hem Batı hem de Doğu kültürü eğitimi alır, devrin önemli bilginleriyle çalışmış ve bu konuda kendini geliştirmiştir.
Burada ağabeyi Ahmed'in erken yaşta ölmesi üzerine Mehmed altı yaşında Rum sancakbeyi oldu. Diğer ağabeyi Alâeddin Ali ise Manisa'da Saruhan sancakbeyi oldu. İki yıl sonra babaları II. Murad'ın talimatıyla iki kardeş yer değiştirdiler ve Mehmed, Saruhan Sancakbeyi oldu.
Şehzade Mehmed, Osmanlı'da şehzadelere meslek edindirme geleneğinden dolayı meslek olarak top döküm işini seçmiştir. Bu seçim, İstanbul'un fethine yaklaştıran adımlardan ve mucitliğinin temellerinden biridir. 13 yaşındayken babası Sultan II. Murad tarafından tahta geçirildi. Erken yaştaki bir padişahın Osmanlı saltanatı üzerinde yetkilendirilmesini fırsat gören Macarlardan oluşan Haçlı Birliği, Osmanlı topraklarına girerek Varna'ya saldırıya geçti. Bu durum karşısında genç padişah, vezirlerin de iknasıyla birlikte tahtı tekrar babası II. Murad'a bıraktı ve Manisa'ya vali olarak döndü. II. Murad ise tahta döndükten sonra 9 Kasım 1444'te Varna zaferini kazandı.
Şehzade Mehmed, babası II. Murad'ın vefatından sora tahta tekrar çıktı. Tahta çıktığı dönemlerde iç meselerle uğraşmak adına Karamanoğlu İbrahim Bey Venediklilerle anlaşarak isyan ederek Karaman Devleti'ni kurmayı hedeflemiştir. II. Mehmed, Karaman topraklarına girerek İbrahim Bey'in af dilemesiyle affını kabul etti.
Hz. Muhammed'in "Konstantiniyye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır; ve onu fetheden ordu ne güzel ordudur!" şeklindeki sözü Sultan II. Mehmed'in İstanbul'u fethetme arzusunun çıkış noktalarındandır. Peygamberin müjdesini gerçekleştirmek isteyen II. Mehmed, bu yolda zaferine ulaştı ve zorlu bir kuşatma sonrasında İstanbul'u fethetti.
Bu zaferden sonra da Karaman, İsfendiyaroğulları ve Trabzon Rum beyliğiyle yapılan savaşlar sonunda İmparatorluğun sınırları Fırat boylarına kadar genişledi. Batıda ise Sırbistan, Eflak, Boğdan, Mora, Bosna-Hersek ve Arnavut Beyleri Osmanlı'nın egemenliğini tanıdı.
Fatih Sultan Mehmed, askeri alanda bu başarılarının yanısıra idari alanda da başarılar göstermiştir. Devlet idaresini çağının koşullarına göre düzenleyerek bilim, teknik, mimari, güzel sanatlar ve mühendislik alanlarında Osmanlı-Türk kültürünün ilk gelişmelerini yaratacak çalışmalara zemin hazırlamıştır.
Fatih'in devlet örgüt anlayışındaki ileri görüşlerini gösteren önemli girişimlerinden biri de Kanunnamesi'dir. Oldukça sade bir dille ele alınan bu kanunnamede sadrazam ve şeyhülislamden başlayarak devlet memurlarının görevleri belirlenmiştir. Bu kanunnamede taht ve devletin geleceği için kardeş katlinini meşrulaştırılmış olması tarihçiler tarafından en çok eleştirilen hususlardan biridir. Büyük kumandan ve dehasıyla adını tarihe altın harflerle yazdıran Padişah Fatih Sultan Mehmet, 1481 yılında Gebze yöresinde Hünkarçayırı'nda vefat etti. Naaşı, İstanbul'da bulunan Fatih Camii avlusundaki türbede gömülüdür.
Kanunnamesi
Fatih Sultan Mehmed dönemindeki gelişmelerden biri de hukuk alanında olmuştur. Fatih Kanunnamesi, Osmanlı'da yazılı olarak geçen ilk anayasal düzenleme olarak İstanbul'un Fethi'nin ardından devlet teşkilâtına imparatorluğun büyüklüğüne ve gücüne yakışır bir karakter vermek amacıyla Fatih Sultan Mehmed tarafından düzenlenmiştir. Bu kanunname ile devlet teşkilatında çeşitli kurum ve rütbelerin görevlerini belirleme ve tayin etmek için düzenlemeler getirilmiştir. İçinde geçen kardeş katli maddesi, tartışmalara yol açmıştır.
Sultan II. Mehmed, yeni düzenlemelerin yanında tımarlara ait dirlik gelirlerinin kaydı gibi pek çok hususu da yeniden tanzim etmiştir. Kannuname 3 ana bölümden oluşarak ilk kısımda kadı mevkiilerini ve Padişah huzuruna kim ya da kimlerin arzda bulunabileceği ele alınırken, ikinci kısım Osmanlı saltanatının devlet kademelerinde ve saray merasimlerine, son kısım ise işlenen suçlar ve karşılıkları ile devlet görevlilerinin gelirlerine dair bölümler içermektedir. Kanunname ayrıca medrese yönetimleri ve müfredat işleyişini de yeniden tanzim eden esaslara da yer verir.
Fatih Kanunnamesi'nde Nizâm-ı Âlem için kardeş katline ilişkin madde ise şöyledir;
"Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem içün katl itmek münâsibdir. Ekser ulemâ dahi tecviz etmişlerdir. Anınla âmil olalar"
Prof. Dr Ekrem Buğra Ekinci'nin Osmanlı Hukuku'nda Kardeş Katli Meselesi incelemesinde bu konu ile ilgili yorumlarından biri ise şöyledir: "Fetret Devri'nin unutulmayan acı hatıraları Fatih Sultan Mehmed'in Teşkilat Kanunnâmesi'ndeki meşhur maddeyi doğurmuştur."
***http://www.theottomans.org/turkce/osmanli_ordu/fatih-sultan-mehmet-7.asp
***https://www.sabah.com.tr/fatih-sultan-mehmet-kimdir-
***http://www.kimkimdir.net.tr/kisiler/fatih-sultan-mehmed