KÜRESELLEŞEN DÜNYA
Küreselleşme hareketleri, yaklaşık olarak son 25 yılda ortaya çıkan ve hız kazanan gelişmelerdir. Ancak küreselleşme ile birlikte dünyada kutuplaşmalar da artmıştır. Küreselleşmenin etkisiyle dünyada bilimsel, teknolojik, sanatsal, kültürel ve sportif gelişmeler daha hızlı ve ilgiyle takip edilmeye başlanmıştır.
SSCB'NİN DAĞILMASI
1985 yılında Gorbaçov'un iktidarında Glasnost ve Perestroyka ile başlayıp 6 yıl süren reformların ardından 1991 yılının sonunda SSCB resmen dağılmıştır.. 1917'de temelleri atılan ve 1922'de kurulan SSCB'nin dağılması ve yerini Bağımsız Devletler Topluluğuna (BDT) bırakması dönemin en önemli olaylarındandır. Gorbaçov'un Glasnost ve Perestroyka Politikaları: Gorbaçov Batılı fikirlere açık biriydi ve soğuk savaş döneminin sona ermesini istiyordu. 1986 yılında Gorbaçov ile ABD Başkanı Ronald Reagan, bir araya gelerek "Yıldızlar Savaşı" anlamına gelen nükleer silahların sınırlandırılmasına ait bir yumuşamanın sinyalini vermişlerdir. Gorbaçov, ABD ve Batılı ülkelerle sürdürülen Rus dış politikasını değiştirerek yumuşamaya ve işbirliğine dayalı bir politika izlemeye başlamıştır. Sosyalist Bloğunun temellerini sarsan Helsinki Nihai Senedi, Mart 1985'te iktidara gelen Gorbaçov'un ortaya attığı Glasnost (Açıklık, şeffaflık) ve Perestroyka (Yeniden yapılanma) fikir ve uygulamalarıyla birleşince SSCB'nin dağılması kaçınılmaz oldu. Glasnost ve Perestroyka ilkelerinin uygulanmaya konulmasından hemen sonra Baltık devletleri başta olmak üzere, bağımsızlık ilanları başladı. Sonuçta 1917'de Bolşeviklerin kurduğu ve 1922'de SSCB adını alan devlet 69 yıl sonra 1991'de dağıldı ve yıkıldı. SSCB dağıldıktan sonra Rusya Federasyonu adını aldı ve kendinden ayrılan ülkeleri tekrar bir çatı altında toplamaya çalıştı.
BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU'NUN (BDT) KURULMASI
1975 yılında Helsinki Nihai Senedinin imzalanması, Doğu Avrupa'da, Sovyet uydusu devletleri ve milliyetçileri harekete geçirmişti. Bu gelişme Moskova'nın hegemonyasının sona ereceğini göstermişti. Alma Ata Deklarasyonu: SSCB dağıldıktan sonra 21 Aralık 1991'de Kazakistan'ın Alma Ata şehrinde bir araya gelen Cumhuriyetler, yaptıkları görüşmeden sonra yayınladıkları bir bildirge ile BDT'nin kurulduğunu açıkladılar. Bu parçalanma XX. yy sonlarında ABD'nin tek süper güç olarak kalması sonucunu da doğurmuştur. BDT, SSCB'nin dağılmasının ardından, Rusya'nın eski etki alanını yeniden kazanma amacının ağırlıklı hissedildiği 12 devletten oluşan birliktir. BDT'ye üye ülkeler sırasıyla şunlardır: Azerbaycan, Beyaz Rusya, Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Rusya Federasyonu ve Ukrayna
Dağlık Karabağ Sorunu
Nüfusunun büyük çoğunluğu Türk olup, Azerbaycan topraklarında yer alan Dağlık Karabağ'a, XX. yy başlarından itibaren Rusya tarafından Ermeniler yerleştirilmiştir. 1985'ten sonra SSCB'deki iç çekişmelerden yararlanmak isteyen Ermeniler, Dağlık Karabağ'ı kendilerine bağlamak istemişlerdir. Bu istek Azeri Türklerinin tepkisine yol açmıştır. Şubat 1988'de çoğunluğu Ermenilerden oluşan Karabağ Parlamentosu'nun, Ermenistan'a katılma kararı alması, Ermenilerle, Azeriler arasında önce çatışmaya sonra da savaşa neden olmuştur. 1990'da Moskova Hükümeti yayınladığı bir kararname ile bölgede silahların teslim edilmesini istemiş, ancak Azerilerden silahlar toplanırken, Ermeni Meclisi bu kararı kendi topraklarında uygulamamıştır. Azerilerin tamamen silahsız kalması üzerine Karabağ, Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. Hocalı başta olmak üzere birçok bölgede siviller katledilmiş, ya da göçe zorlanmıştır. Bugün BM'nin ve birçok uluslararası kuruluşun Ermenistan'a, Karabağ'daki işgali sona erdirerek çekilmesi yönünde yaptıkları telkinlere rağmen işgal hala devam etmektedir. Türkiye, 1992 yılında taraflar arasında çatışmalara son vermek için Karabağ'ı alan Ermenistan'a karşılık, Nahcivan koridorunun Azerbaycan'a verilmesini teklif etmiştir. Hatta Türkiye, Ermeni saldırılarına karşılık barışı sağlamak için askeri tedbirlere başvuracağını belirtmiştir. Ancak Azerbaycan'da yaşanan bir darbe ile Ebulfeyz Elçi Bey'in görevden alınması yüzünden bu girişim gerçekleşememiştir.
BALKANLARDAKİ GELİŞMELER VE TÜRKİYE
Türkiye eski Yugoslavya'nın dağılmasıyla yaşanan gelişmeleri yakından takip etmiş, buradaki durumu kaygıyla karşılamıştır. Türkiye, bölgede Sırpların katliam ve soykırımına sessiz kalmamış, AGİK ve BM'den bu saldırıların önüne geçilmesini istemiştir. Fakat Sırp saldırıları önlenememiştir.
Kosova Barış Gücü
29 Şubat 1992 yılında yapılan referandum sonucu Bosna-Hersek'in bağımsızlığı kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı olan Aliya İzzet Begoviç, 1 Mart 1992 günü bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu gelişme üzerine Saraybosna'da çatışmalar başlamıştır. Nazi soykırımından sonra 20. yy yaşanan en büyük vahşet Bosna Hersek'te yaşanmıştır. Yaşanan bu insanlık dışı soykırım sonucu AT ve BM, Sırbistan'a bir ambargo uygulamış ancak bu girişimler Sırpların saldırılarını önleyememiştir. BM, etnik temizliğin derhal durdurulmasını isteyen bir karar kabul etmiştir. Ancak bu önlemler bir sonuç getirmeyince ABD, 1993'te Bosna Hersek'e havadan yardım etme kararı almıştır. Türkiye, bu yardım operasyonuna katılan ilk ülke olmuştur. ABD'nin etkisiyle ateşkes ilan edilmiş ve Sırplar geri çekilmiştir. ABD'de imzalanan Dayton Antlaşması ile Bosna Savaşı sona ermiştir. 1995'te Paris'te imzalanan Dayton Antlaşması ile Bosna Hersek Devleti'nin temelleri atılmıştır.
Avrupa Birliği
AB'nin temelleri, 1951 yılında Almanya ve Fransa'nın öncülüğünü yaptığı 6 ülkenin katılımıyla oluşturulan "Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğuna" ve 1957 Roma Antlaşmasına dayanmaktadır. Yani Avrupa'da birlik kurma düşüncesi ilk olarak Avrupa Kömür ve Çelik Birliği ile başlamıştır. Yine 1957 yılında İtalya'nın Roma kentinde Avrupa nükleer enerji topluluğunu kurulmuştur. Aynı tarihte Avrupa Birliğine giren ülkeler Avrupa Ekonomi Topluluğu olan AET'nin kuruluşunu sağlayan Roma Antlaşmasını imzaladılar. Daha sonra da 1967'de Bürüksel Antlaşması ile bir araya gelen Avrupalı devletler Avrupa Topluluğunu (AT) kurdular. 1993'te topluluğa katılmaya aday ülkelere Kopenhag Kriterleri getirilmiştir. Avrupa Birliği ya da kısaca AB, 27 ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenmedir. 1993 yılında Maastricht Antlaşması (Bu antlaşmada ilk kez AB terimi kullanılmıştır.) olarak da bilenen Avrupa Birliği antlaşmasının imzalanması sonucu var olan "Avrupa Ekonomik Topluluğuna" yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmiştir Böylece, AB'nin 3 temel direği oluşturulmuştur. Bayrağı gök mavisi zemin üzerine 12 yıldızdan oluşur. Avrupa Birliğine üye ülkeler, 2002 yılından itibaren Euro adında ortak para birimini kullanmaktadırlar. Avrupa Birliğine katılmayı reddeden ülkeler ise şunlardır: İsviçre, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç.
TÜRKİYE'NİN AB SÜRECİ
Türkiye, 1959'da AET'ye üyelik için müracaat etmiştir.1963'te ise Türkiye-AET Ortaklık Antlaşması yapılmıştır (1963 Ankara Antlaşması).. Türkiye, AET'ye tam üyelik için 14 Nisan 1987'de başvuruda bulundu. Türkiye 1 Ocak 1996'dan itibaren Gümrük Birliği uygulamasını başlattı (Gümrük Birliği, malların serbest dolaşımı sırasında vergilerin kaldırılmasıyla ilgilidir). 10 Aralık 1999'da Helsinki zirvesinde Türkiye'nin tam üyelik için adaylığı kabul edildi: 1997'deki Lüksemburg zirvesinde, Türkiye'nin adının tam üye aday ülkeler arasında gösterilmemesi üzerine Türkiye, AB ile siyasi iletişimi kesme kararı aldı. 1999 Helsinki zirvesinde tutumunu değiştiren AB Konseyi, Türkiye'nin adaylığını teyit etti. Ancak AB'deki bazı ülkeler Türkiye'nin tam üyeliği yerine, imtiyazlı ortaklık olması gerektiğini belirttikleri bir yaklaşım içine girdiler. Türkiye, 17 Aralık 2004'te AB'ye tam üyelik için müzakere tarihi aldı. 3 Ekim 2005'ten itibaren Türkiye'nin, AB'ye girmesi için müzakerelere devam edilmektedir.
TİKA (1992): TİKA, Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı'dır. Bakanlar Kurulu kararıyla 1992 yılında Dış işleri Bakanlığı'na bağlı olarak kurulmuştur. TİKA, başta Türk dilinin konuşulduğu ülkeler ve Türkiye'ye komşu ülkeler olmak üzere, gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülkelerle ekonomik, ticari, teknik, sosyal ve kültürel alanlarda projeler ve programlar yaparak işbirliğini geliştirmek amacıyla kurulmuştur. Ayrıca ortak tarih ve kültür yapılarını korumak ve Türkçeyi yaygınlaştırmak da önemli amaçları arasındadır. 1992'den beri faaliyette olan TİKA, eğitim ve kültür alanlarındaki işbirliği programlarının yurt dışındaki Türk kültür merkezlerince yürütülmesini sağlar.
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (KEİT): 1990 yılında Türkiye'nin girişimiyle "Karadeniz Ekonomik İşbirliği Toplantısı" yapılmıştır. Bu toplantıda Karadeniz havzasını barış, refah ve istikrar bölgesine dönüştürmek amaçlanmıştır.
TÜRKSOY PROJESİ: Türkiye, 1993 yılında Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (Türksoy) projesini geliştirmiştir. Bu projenin amacı Türkçe konuşan ülkeler ve topluluklar arasında kültürel ilişkilerin geliştirilmesidir.
GAP: Dicle ve Fırat nehirleri üzerine yapılmış baraj ve hidroelektrik santralleri ile birçok alanda sürdürülebilir bir kalkınma programıdır. GAP 1,7 milyon hektar bir tarım alanını sulayacak dev bir projedir. GAP projesi kapsamında dünyanın 5. Büyük barajı olan Atatürk Barajı yapılmıştır.
MAVİ AKIM: Türkiye ile Rusya arasında 1997 yılında 25 yıl geçerli olacak "Mavi Akım Projesi Antlaşması" imzalanmıştır. Böylece Rusya'dan, Türkiye'ye doğalgaz nakletmek için 2005'te mavi akım hattı açılmıştır.
TÜRKİYE'DE KÜLTÜREL GELİŞİM: Beyaz Cam (Türkiye'de ilk TV yayını): İTÜ'nün televizyon deneme yayınlarıyla 1952 Nisan ayında Türkiye'de ilk TV yayını başlamıştır. İTÜ'nün yayınları, ilk resmi radyo ve televizyon kurumu olan TRT'nin 31 Ocak 1968 Çarşamba akşamı yayın hayatına başlamasına kadar sürmüştür. 1970'lerde siyah-beyaz tek kanallı televizyon yaygınlaşmıştır. 1990'lı yıllarda ise özel TV kanalları yaygınlaşmaya başladı.
KÜRESELLEŞEN DÜNYA'DA MEYDANA GELEN ÇEŞİTLİ SORUNLAR
a)Küresel Isınma
b)Açlık ve Yoksulluk.
c)Çevre Kirliği
d)Çernobil Nükleer Reaktör Kazası: 20. yy. en büyük nükleer kazasıdır. 26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna'nın Kiev kenti yakınlarındaki Çernobil Nükleer Güç Reaktörü'nde meydana gelen patlama sonrasında atmosfere büyük miktarda radyasyonun salındığı kazadır.
e)Salgın ve Bulaşıcı Hastalıklar
f) Kyoto Protokolü: Kyoto Protokolü, küresel ısınma ve iklim değişiklikleri konusunda mücadele etmeye yönelik uluslararası tek çevre antlaşmasıdır. BM, "İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi" içinde imzalanmıştır (Japonya 1997). 1997'de imzalanıp, 2005'te yürürlüğe giren bu protokolün temel amacı 6 milyarı aşan dünya nüfusunda karbondioksit ve sera etkisine neden olan gazların salınımını en aza indirmektir. Pahalı yatırımlar gerektiren bu projeye sahip çıkılması dünyanın geleceği açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Protokolü kabul eden ülkeler karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer 5 gazın salınımını azaltmaya söz vermişlerdir.
YUGOSLAVYA VE BOSNA SAVAŞI
Yugoslavya milletlerinden ilk 1991’de Slovenya ve Hırvatistan bağımsızlıklarını ilan etti.
Karadağ ile Sırbistan birleşerek Yugoslavya Devleti kuruldu.
1992’de Bosna – Hersek bağımsızlığını ilan etti. Bosna – Hersek’teki Sırplar bu duruma isyan etti.
Boşnaklar, Hırvat ve Sırp saldırılarına karşı bağımsızlık mücadelelerini Bilge Kral adı verilen Aliya İzzetbegoviç önderliğinde yürüttüler.
FİLİSTİN MERKEZLİ ORTA DOĞU POLİTİKALARI
BM tarafından, Yaser Arafat önderliğinde gerçekleştirilen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Filistin’in tek temsilcisi olarak tanındı.
1982’de Fez’de Arap zirvesi toplandı ve Fez Planı’nın kabulü ile Filistin Devleti’nin kurulması kabul edildi.
Reagan Planı ile ABD, Filistin’in bağımsızlığını desteklemeyeceğini bildirdi.
1987’de Filistin’de Ayaklanma’İntifada başladı. 14 Kasım 1988’de Bağımsız Filistin Devleti kuruldu ve devlet başkanı Yaser Arafat seçildi.
Hamas adı verilen halk direniş örgütü kuruldu.
1993’te Oslo Görüşmeleri yapıldı fakat bir sonuç alınamadı. İsrail, Batı Şeria ile arasına duvar ördü.
2004’te İsrail, Gazze’ye Refah Operasyonu adı verilen bir saldırı gerçekleştirdi.
2007 yılından sonra Filistin ve İsrail arasındaki sorunları çözmek amacıyla Anna Polis toplantısı yapıldı fakat buradan bir sonuç alınamadı.
2008 yılında İsrail’in Gazze’ye saldırıları söz konusuydu. İsrail, Gazze’ye gelen yardımları engelleme girişiminde bulundu.
1990 VE 2003 KÖRFEZ SAVAŞLARI
1990 I. Körfez Savaşı
Irak, Kuveyt’in fazla petrol çıkartmasını iddia ederek kendisini zarara uğrattığını öne sürüp tazminat istedi fakat Irak’ın tazminat isteği Kuveyt tarafından reddedildi. Bunun üzerine Irak, 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etti.
BM Güvenlik güçleri, araya girerek Irak’a ateşkes imzalamayı kabul ettirdi.
Irak, işgal öncesi sınırlara çekilmeyi ve nükleer, biyolojik, kimyasal silah bulundurmamayı kabul etti.
2003 II. Körfez Savaşı