Resmî Mektup. Devletin farklı kurumlarının kendi aralarında veya kişi ya da kurumlarla yazışmaları gerektiğinde kullanılan mektuplardır. Resmî dairelerin ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılarla; bunların, vatandaşların başvurularına verdikleri yazılı cevaplardır. Bu mektupların hitap başlığı, yazılan dairenin ya da tüzel kişilik sahibi kuruluşun kanun ve tüzüklerdeki tam adıdır. Bu mektuplarda tarih ile birlikte mektubun sıra numarası ve konusu belirtilir. Mektup, cevap mahiyetinde ise "ilgi" hanesine cevabı olduğu mektubun sayı ve tarihi, "konu" hanesine de kısaca amaç yazılır. Bu yapıldıktan sonra iki ya da üç satır aralığı bırakılarak mektup yazılır. Resmî mektuplarda açık, kesin, anlaşılır bir dil kullanılır. Mektubun sonu, alt makama yazılıyorsa "... rica ederim.", üst makama yazılıyorsa "... arz ederim." şeklinde biter. Eşit makamlar için “… arz ve rica ederim.” şeklinde bitirilir. Mektup metninin sağ altında ise mektubu yazanın makamı, adı ve soyadı ile imzası bulunur. Resmi mektup örneği aşağıdaki gibidir:
Açık Mektup. Herhangi bir kişiye gönderilmeyip basın yoluyla açıklanan mektuplardır. Herhangi bir düşünceyi, görüşü açıklamak, bir tezi savunmak için bir devlet yetkilisine ya da halka hitaben, bir kişi ya da kurum tarafından yazılan, gazete, dergi aracılığı ile yayımlanan mektuplardır. Açık mektuplarda sadece yazanı değil, geniş kitleleri ilgilendiren önemli konular ele alınır. Açık mektup örneklerine zaman zaman gazete ve sanat dergilerinde rastlanmaktadır. Açık mektup örneği aşağıdaki gibidir:
Dünya Edebiyatında Mektup. Mektubun edebî tür olarak gelişimi Latin edebiyatına dayanmaktadır. Mektubun bugünkü anlayışa uygun niteliğe ulaşması ise 16. yüzyıldan sonradır. Voltaire, Rousseau gibi mektup türünün ustaları ancak 18.-19. yüzyılda yetişmiştir. Batı edebiyatında Balzac “Vadideki Zambak”ı, Goethe “Genç Werther’in Istırapları”nı, J. J. Rousseau “Nouvelle Heloise”ı eserlerini, romanlarını mektup tarzında kaleme almışlardır. Lady Montegu’nun Türk hayatı ile ilgili mektupları “Şark Mektupları (Türkiye mektupları)” adlı eserin temlini oluşturur.
Türk Edebiyatında Mektup. Türk edebiyatında mektup türünün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. “Münşeat” adı verilen mektup metinleri, mektup türünün yaşamasını sağlamıştır. “Münşeat”larda özel ve resmî mektuplara çokça yer verilmiştir. Bunların dili çok süslü ve ağırdır. Münşeatlar yazarının adıyla anılmaktadır: “Münşeat-ı Feridun Bey”, “Münşeat-ı Kâni” gibi. Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup göze çarpar.
Namık Kemal / Hususî Mektuplar, Abdülhak Hamid Tarhan / Mektuplar, Muallim Naci / Muhaberât ve Muhâverât
Bazı sanatçılar ise mektuplardan oluşan romanlar, hikâyeler, anılar, gezi yazıları, denemeler kaleme almıştır:
Halide Edip / Handan, Hüseyin Rahmi Gürpınar / Mutallaka, Sevda Peşinde, Reşat Nuri Güntekin / Bir Kadın Düşmanı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu / Bir Serencam, Cenap Şahabettin / Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Ahmet Rasim / Romanya Mektupları, Nurullah Ataç / Okura Mektuplar
Mektup tarzında yazılmış şiirler de vardır:
Kemalettin Kamu / İzmir Yolunda Son Mektup, Orhan Veli / Oktay’a Mektuplar
Bazı sanatçıların mektupları toplanarak kitap hâlinde yayımlanmıştır:
Cevat Şakir Kabaağaçlı / Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı, Nazım Hikmet / Kemal Tahir’e Hapishaneden Mektuplar, Ahmet Hamdi Tanpınar / Mektuplar, Cahit Sıtkı / Ziya’ya Mektuplar
DİLEKÇE. Dilekçeler bir iş mektubu olarak da kabul edilebilir. Bir dileği, isteği, ihbar ve şikâyeti bildirmek üzere ya da herhangi bir konuda soru sormak için resmî, özel kurum ve kuruluşlara, gerçek ya da tüzel kişilere yazılan imzalı ve adresli bir çeşit iş mektubudur. Dilekçeler genellikle çizgisiz ve beyaz dosya kâğıdına dolma kalemle ya da daktilo/bilgisayarla yazılır. Kâğıdın üstünde üç, solunda üç, sağında bir santimetre boşluk bırakılır. Dilekçeye gönderilen makamın adı ve yeri yazılarak başlanır. Hitaptaki kelimelerin tamamı ya da ilk harfleri büyük yazılır. İfadeler bitirildikten sonra dilekçe, "... arz ederim" cümlesi ile bitirilmelidir. İmzasız dilekçeler dikkate alınmadığı için dilekçe metninin biraz altında kâğıdın sağ alt tarafında tarih ve imzanın mutlaka bulunması gerekir. (Tarih kısmı, kâğıdın sağ üst köşesinde de bulunabilir.) Adres; tarih ve imza kısmından biraz aşağıda kâğıdın sol alt kısmına yazılmalıdır. Adresin ilk satırında ad ve soy ad, ikinci satırında cadde, sokak ve apartman numarası yer alır. Üçüncü satırda ise ilçe ve ilin adı bulunur. Dilekçeye eklenmiş belge var ise adres kısmının altına ”ek” ya da “ekler” başlığı açılır ve belgelerin adları yazılır.
Dilekçe örneği aşağıdaki gibidir: