21 Kasım 1785'te Connecticut'taki Lebanon kasabasında doğdu. Küçük bir çiftçi ailesinin oğluydu. 21 yaşındayken kendine bir meslek edinip geçimini sağlamak amacıyla evinden ayrılarak New York Eyaleti'ndeki Champlain'e yerleşti. Üç yıl boyunca bir yandan köy öğretmenliği yapıp bir yandan tıp kitaplarını okuyarak kendi kendini yetiştirdi. 1810'dan başlayarak Vermont Eyaleti'ndeki Saint Albans'ta bir hekimin yanında iki yıl kadar pratik yaptıktan sonra 1812'de cerrahlık sınavını vererek diplomasını aldı ve aynı yıl İngiltere'ye karşı girişilen 1812 Savaşı nedeniyle cerrah yardımcısı olarak orduya alındı. Bu savaş sırasında Kanada sınırı yakınındaki Plattsburgh cephesinde ilk askeri cerrahlık deneyimini kazanan Beaumont, 1816'da ordudan ayrılarak 1820'ye değin aynı kentte serbest cerrah olarak çalıştı. O tarihte yeniden orduya dönerek önce Michigan'daki Mackinac Kalesi'nde, sonra da çeşitli askeri merkezlerde görev aldı. 1834'te Missoru'deki Saint Louis kenti hastanesinin cerrahlığına atandı. 1837'de de Saint Louis Üniversitesi'nde cerrahi profesörü oldu. 1839'da ordudan emekliye ayrılarak 25 Nisan 1853'te ölene kadar aynı kentte serbest cerrahlık yaptı. İnsanda sindirim olayının anlaşılmasına ışık tutacak ilk deneysel çalışmalara sahne olan Mackinac Kalesi sonradan müzeye dönüştürüldü ve Beaumont'un adına bir anıt dikildi.
1820'de görevli olarak Mackinac Kalesi'ne gönderilen Beaumont, 1822 yılının 6 Haziran günü kaza sonucu karnından ağır yaralanmış Kanadalı bir avcının bakımını üstlendiğinde bu olayla tıp tarihine geçeceklerini ne o, ne de hastası bilebilirdi. Alexis St. Martin adına, on dokuz yaşındaki genç avcının sol üst karın bölgesi, çok yakınında patlayan bir av tüfeğinin saçmalarıyla parçalanmış, iç organları dışarı fırlamış ve midesiyle karın derisi arasında bir fistül belirtmişti. Beaumont'a getirildiğinde ölmek üzere olan genç on ay kadar sonra iyileşmeye başladıysa da midesinden dışarıya açılan yaklaşık 2,5 cm çapındaki bu fistül tümüyle kapanmamış, yer yer mukuslu bir zarla örtülmüştü.
Hastasıyla çok yakından ilgilenerek iki yıl boyunca tedavisini sürdüren Beaumont, bu fistül aracılığıyla insan midesindeli sindirim olayını incelemeye karar verdi. Bu çalışma için gerekli izni sağladıktan sonra Mayıs 1825'ten başlayarak hastanın midesinden sindirimin çeşitli evrelerinde mide suyu ve besin örneklerini alıp inceledi ve görevli olarak gittiği yerlerde St. Martin'i de beraberinde götürdü. Teknik olanaksızlar, kendisinin sık sık yer değiştirmesi ve sonunda St. Martin'in Kanada'ya dönmesiyle kesintili olarak sürdürdüğü bu çalışma, 1833'te Experiments and Observations on the Gastric Juice and the Physiology of Digestion ("Mide Suyu ve Sindirim Fizyolojisi Üzerine Deney ve Gözlemler") adlı yapıtıyla son buldu. Beaumont kitabında yaklaşık 240 gözlem sonucuna dayanarak sindirim olayının kimyasal bir süreç olduğunu, sebze gibi besinlerin geç sindirildiğini, mide suyunun ancak vücut ısısı gibi belli bir sıcaklıkta etkili olduğunu gösterdi, midenin hareketlerini ilk kez deneysel ve ayrıntılı olarak inceledi, alkolün mide iç duvarı üzerinde yıkıcı etki yaparak gastrite neden olduğunu ortaya koydu. Mide suyunun hidroklorik asitten başka bir şey olmadığını savunarak bu bulgusunu kimyacılara doğrulattı.
Bir rastlantıdan kaynaklanan ve sindirim olayının anlaşılmasında çok ileri bir adım atmasını sağlayan Beaumont'un bu araştırmaları sonradan Claude Bernard'a hayvanlarda yapay fistül aracılığıyla deney ve gözlemler yapma düşüncesini esinlemiştir.
***http://www.filozof.net/Turkce/tarih/tarihi-kisilikler-sahsiyetler/39873-william-beaumont-kimdir-hayati-eserleri-hakkinda-bilgi.html?showall=1