AHLAK FELSEFESİNİN KONUSU VE PROBLEMLERİ
Ahlak felsefesinin konusu, insanın kişisel ya da toplumsal yaşamdaki eylemleri ve bu eylemlerin dayandığı ilkelerdir.
OKUMA PARÇASI: NE YAPMALI
Profesör derse gelirken su havuzuna düşmüş bir köpek yavrusu görür, hemen suya atlar ve yavruyu kurtarır ama derse de çok geç kalır. Öğrenciler geç kaldığı için hocaya kızgınlık içindedir. Profesör durumu açıklar. Öğrencilerin tamamı onu haklı bulur.
İkinci hafta derse gelirken profesör yine yavrunun havuzda çırpındığını görür ve onu tekrar kurtarır. Ama derse geç kalır. Öğrenciler kızgındır. Profesör durumu açıklar ama öğrencilerin yarıya yakını hocayı haksız bulur.
Üçüncü hafta profesör yine yavruyu havuzda çırpınırken görür. Fakültedeki güvenlik görevlisine haber verir. Kendisi derse yetişir. Biraz sonra güvenlik görevlisi köpek yavrusunun boğulmuş olduğunu haber verir. Öğrenciler çok daha kızgındır ve öğrencilerin tamamı yavrunun ölümünden profesörü sorumlu tutmaktadır.
(Martin Cohen’nin Felsefe Problemi eserinden, üzerinde düşünmeye değer bir metin.)
Ahlak:
İnsanların kendilerine göre yaşadıkları ilkeler ve kurallar topluluğudur. İnsan ve insan topluluklarının ortaya çıktığı andan itibaren ahlakta ortaya çıkar.
Ahlak Felsefesi:
Ahlaki davranışlarımızın kural ve ilkelerini anlamaya, açıklamaya ve en önemlisi onları değerlendirmeye çalışan felsefi etkinlik dalıdır.
Ahlak Felsefesinin Temel Kavramları:
İyi-Kötü:
İnsanı insan yapan, topluma yararlı ve değerli olandır. Kısaca yapılması istenen ve istenmeyen davranışlardır.
ÖRNEK SORU (ÖSYS)
İyiyi isteyen iyinin ne olduğunu bilenden daha güvendedir. Çünkü, ilki hata yapsa da hep hoşgörüyle karşılanır; İkincinin hatalarıysa çoğu kez affedilmez.
İyinin ne olduğunu bilenin, hatalarının hoşgörüyle karşılanmayışı aşağıdakilerden hangisine bağlanabilir?
A)Hata yapılabileceğini kabullenmesine
B)Vicdanını rahatlatmaya çalışmasına
C)Yanlışa bile bile yapıyor olmasına
D)Başkalarının sorumluluğunu üstlenmesine
E)Toplumsal değerleri önemsemesine
Çözüm: İyinin ne olduğunu bilenin hatalarının hoşgörüyle karşılanmayışı yanlışı bile bile yapılıyor olmasını bağlıdır.
Özgürlük ve Sorumluluk:
İnsanın kendi iradesi ile eylemde bulunabilme olanağıdır. Zorlama ve baskı altında olmama, kendi kendini kontrol etme ve kendi başına karar verme durumudur. Bu nedenle ahlaki özgürlük, bir irade özgürlüğü, seçim yapabilme özgürlüğüdür.
Sorumluluk: Kişinin eyleminin amacını, etkilerini ve her türlü sonucunu bilerek ve isteyerek kabullenmesidir. Sorumluluk özgür iradeyle birlikte vardır. Eğer özgürlük yoksa orada sorumluluktan söz edilemez.
AHLAKİ İRADE ÖZERKLİĞİ
‘’İnsan, eylem ve davranışlarında ne kadar özgürdür?’’ sorusu, ahlak felsefesinin temel sorunlarından biridir. Bu soru, özgürlük ve sorumluluk ilişkisi bağlamında ele alınır.
1-Belirlenimcilik (Determinizm
2-Belirlenmezcilik (İndeterminizm )
3-Ahlaki Özerklik (Otodeterminizm )
4-Kadercilik (Fatalizm )
DETERMİNİZM:
İnsanın irade ve eylemleri içten ve dıştan gelen nedenlerle belirlenmiştir. Bireyin içinde bulunduğu şartlar iradeyi belirler ve kişinin özgür karar vermesini engeller. Bu yüzden insan eylemlerinde özgür değildir.
İNDETERMİNİZM:
İnsan ahlaki eylemde tamamıyla özgürdür. İnsan kendini özgür hissettiği için toplumdaki ahlak yasalarına özgürce uyar. İnsan eylemlerinde onu kısıtlayan, davranışlarını sınırlayan hiçbir engel yoktur. İnsan özgürlüğü sınır tanımaz. Hepimiz ahlaki bir davranışta bulunurken bu davranışı veya onun zıddını yapmakta özgür olduğumuz duygusuna sahibiz.
OTODETERMİNİST YAKLAŞIM:
Ahlaki özerkliği savunur. Yani ahlaki özerklikte özgürlüğün kaynağı kişiliktir. İnsan iyi ve kötü konusunda değerlerini kendisi oluşturur. Kendisi oluşturduğu bu değerlere kendisinin uyması özgürlüğünü kısıtlamaz. Diğer bir ifadeyle özgürlük, başkalarının özgürlüğünün başladığı yere kadardır.
LİBERTERYALİZM:
İnsan eylemleri birtakım kurallara göre ortaya çıkmaz. İnsan eylemlerini belirleyen kurallar olmadığına göre insan özgürdür.
FATALİZM:
Her şey önceden doğaüstü bir güç tarafından belirlenmiştir ve kimsenin gücü bu yapıyı değiştirmeye yetmez. Bu yazgıdan ötürü kişi özgür değildir. Fatalizm kısaca kaderciliktir.
? ÖRNEK SORU:
Bir çocuk ağaca çıkmak ister ve siz bunu yasaklarsanız, çok öfkelenir. Oysa, deneyip de tırmanamayacağını kendisi anlarsa fiziksel olanaksızlığı kabullenir.
Bu parçaya dayanarak aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir?
A)Özgürlüğün sınırları topluma göre değişir.
B)Toplumun yararını göz önünde bulundurarak kişisel özgürlükleri sınırlandırmak gerekir.
C)Amaca ulaşmak isteyen kişi her yolu dener.
D)Yasalar toplumun örflerine göre hazırlanmalıdır.
E)Özgürlüğün karşısındaki toplumsal engeller tepkiye neden olur.
Çözüm: Özgürlüğün karşısında toplumsal engeller yer alırsa tepkiye neden olur. Yanıt:E
Erdem:
İnsan iradesinin iyiye yönelmesi, bunu istemesidir. Dürüstlük gibi.
Vicdan:
Eylem ve davranışları ahlaki yönden değerlendirmek, öz eleştiri yapmak, kendini hesaba çekmektir.
Ahlak yasası:
Genel- geçerliliği olan ahlak kurallarıdır.
Ahlaki karar:
Bireyin ahlak yasasına kendi hür iradesiyle uymasıdır.
Ahlaki eylem:
Ahlak yasalarına uygun ve bilinçli bir iradeyle bir şeyi yapmaktır.
Sorumluluk:
Akıl sahibi kişinin özgür eylemleri sonucu oluşacak durumları kabul etmesidir.
? ÖRNEK SORU: "Jean Paul Sartre, özgürlüğü insanın omzundaki yük olarak görmektedir. Çünkü özgürlük, kendisiyle birlikte sorumluluk, suç ve ceza getirmektedir. Ancak, Sarter'a göre özgürlük yine de insan soyluluğunun biricik kaynağıdır." Sarter'ın bu görüşünden yola çıkarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A)Özgürlük, toplum yaşamına ilişkin konularda kurallarla sınırlandırılır.
B)Getireceği sonuçlar yüklenerek özgürce karar vermek insanı yüceltir.
C)Sınırsız özgürlük kötüye kullanılabilir.
D)Bazı davranışların suç sayılıp cezalandırılması, insan özgürlüğünü zedeler.
E)Sorumluluk duygusu, insanı özgürlüğünü kullanmaktan alıkoyar.
Çözüm: Sarter'a göre özgürlük sorumlulukla birlikte değerlendirilmelidir. Yanıt: B