ANLATIM BOZUKLUKLARI
1. ANLAMSAL (ANLAMA DAYALI) ANLATIM BOZUKLUKLARI
A)Gereksiz Sözcük Kullanılması Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozuklukları, eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılması ve anlamca birbirini kapsayan kelimelerin bir arada kullanılması olmak üzere iki şekilde oluşur.
Eş Anlamlı Sözcüklerin Bir Arada Kullanılmasıç Bu tür anlatım bozuklukları aynı anlama gelen sözcüklerin veya söz gruplarının aynı cümle içerisinde kullanılmasıyla oluşur.
Örnek: ‘’Bu bari doğru çıksaydı, yazarlığıma geçmişte bir ipucu bulacaktım hiç olmazsa.’’ cümlesinde “bari” ve “hiç olmazsa” ifadeleri aynı anlama gelmektedir. Bu iki ifadeden biri cümleden çıkarılmalıdır. Örnek: ‘’Annesini yanına aldığı günlerdeki mutsuzluğum hâlâ henüz içimi karartıyor.’’ cümlesinde “hâlâ” ve “henüz” sözcükleri eş anlamlıdır. Bu iki sözcükten biri cümleden çıkarılmalıdır.
Örnek: ’’Tahtaya yazdıklarımı aynen olduğu gibi defterinize yazın.’’ cümlesinde “aynen” ve “olduğu gibi” sözleri anlamca aynıdır. Cümledeki bozukluğu gidermek için bu iki sözcükten birini çıkarmak gerekir.
Anlamca Birbirini Kapsayan (İçeren) Sözcüklerin Bir Arada Kullanılmasıç
Cümlede anlamca birbirini kapsayan sözcükler kullanılabilir. Bir sözcüğün ifade ettiği anlam, diğer sözcük içinde olduğundan, bu tür ifadeler anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek: ‘’Kayseri'den haber gelince hemen gidiveririz. ‘’cümlesinde “hemen” ile “gidiveririz” sözcükleri eş anlamlı değildir. Ancak “gidiver” eyleminde “tezlik, hemen yapma” anlamı vardır. Eylemde bu anlam olduğundan “hemen” sözcüğünün kullanılmasına gerek yoktur.
Örnek: ‘’Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yaya yürüyordu.’’ cümlesinde “yaya” ve “yürüyerek” sözcüklerinin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “yürümek” sözcüğünde “yaya” anlamı mevcuttur.
B)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması
Anlamca birbiri ile uyuşmayan sözcüklerin bir arada kullanılması, cümlede çelişkili ifadenin doğmasına neden olur.
Örnek:’’ Tam üç yıla yakın bir zaman şiir ve roman kaleme alıyorum.’’ cümlesinde cümlede “tam” ve “üç yıla yakın bir zaman” sözleri çelişkili anlatıma yol açmıştır. Örnek: ‘’Bu şato sahibi elbette şatonun her şeyiyle uğraşmak zorunda kalabilir.’’ Cümlesinde ya kesinlik ya da ihtimal anlamı olmalıdır. Cümlede ikisi de olduğundan çelişkili anlatım söz konusudur.
C)Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Örnek: ‘’15 Nisan 1745 yılındaki olay henüz hafızalardan silinmedi.’’ cümlesinde “yılındaki” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü ’’15 Nisan 1745‘’ ifadesi yıl değil tarih belirtir. Bu durumda cümlenin doğru şekli şöyledir: ‘’15 Nisan 1745 tarihindeki olay henüz hafızalardan silinmedi.’’
Örnek: "En küçük bir ayrımı bile atlamayacaksın." cümlesinde “ayrım” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. “Ayrım” sözcüğü ‘’Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik’’ anlamına gelir. Cümlede herhangi bir durumun detaylarının da önemsenmesi gerektiği anlamı verilmek istenmiştir. Bu anlam “ayrıntı” sözcüğü ile sağlanabilir.
D)Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
Cümledeki sözcüklerin yerinde kullanılmaması, söylenmek istenenin karşıtı bir anlamın ortaya çıkmasına ya da cümlenin anlaşılmamasına yol açar.
Örnek: ‘’Yapılan kontrollerde alkollü araç kullanan on sekiz kişi yakalandı.’’ cümlesinde “alkollü” sözcüğü yanlış yerde kullanıldığından cümlenin anlam bozulmuştur. Cümlede anlatılmak istenen “aracın alkollü olduğu ” değil alkol kullandıktan sonra araç kullanan on sekiz kişinin yakalanmasıdır.
E)Deyimin Yanlış Anlamda Kullanılması
Deyimlerin kalıplaşmış anlamları vardır ve deyimler bu kalıplaşmış anlamları çerçevesinde kullanılır. Kalıplaşmış belli bir anlamı karşılayan deyimin başka bir anlamda kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek: ‘’Öğleden sonra vali yine kıza köpüre arayınca Komiser Zihni 'nin etekleri zil çaldı.'’ cümlesinde “etekleri zil çalmak” deyiminin yanlış kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. “Etekleri zil çalmak”, çok sevinmek, işleri yolunda olmak anlamında bir deyimdir. Bu deyimin yerine “etekleri tutuşmak” deyiminin kullanılması gerekir.
Örnek: 'Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan canı burnuna geliyor.'’ cümlesinde “canı burnuna gelmek” deyiminin yanlış kullanılmasından doğan bir anlatım bozukluğu vardır. Doğrusu: “'Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor.”
F)Anlam Belirsizliği
Kişilerden ya da onlarla ilgili durumlardan söz ederken, o kişilerin yerini tutan zamirleri kullanmayız.
Örnek: ‘’Okulu sevmediğini bugün öğrendim.’’ cümlesinde kişi zamiri kullanılmadığı için bu cümleden “Onun okulu sevmediğini bugün öğrendim.” ya da “Senin okulu sevmediğini bugün öğrendim ” anlamı çıkar olabilir. Bu nedenle kişi kavramının net olması için cümleye kişi zamiri mutlaka getirilmelidir.
ÖNEMLİ NOT: Anlam belirsizliği noktalama yanlışlığından da kaynaklanabilir.
Örnek ’’Misafir odasına gitti.’’ cümlesinde odasına giden “misafir” mi, yoksa bir kişi misafir odasına mı gidiyor belli değildir. Bu belirsizliği “misafir” sözünden sonra cümleye virgül (,) getirerek giderebiliriz.
G) Mantık ve Sıralama Yanlışlığı (Hatası)
Cümlede verilen kavramların önem sırasının karıştırılması ya da cümlenin mantık açısından yanlış oluşturulması sonucunda ortaya çıkan anlatım bozukluklarıdır.
Örnek: ‘’Birinci geleneksel bahar şenliğine binlerce kişi katıldı.’’ cümlesinde mantık hatası yapılmıştır çünkü ilk kez yapılan bir şenlik geleneksel olarak nitelendirilemez.
Örnek: ‘’Talihsiz adamın öldürülerek bıçaklandığı anlaşıldı.’’ cümlesinde sıralama yanlışlığı vardır. Bu cümle şöyle düzeltilmelidir :
‘’Talihsiz adamın bıçaklanarak öldürüldüğü anlaşıldı .’’
Örnek: ‘’Önlem alınmazsa bu hastalık ölüme, hatta kısmi felce neden olabilir.’’ cümlesinde sıralama yanlışlığı anlatım bozukluğuna sebep olmuştur. Bu cümle şöyle düzeltilmelidir : ‘’Önlem alınmazsa bu hastalık kısmi felce, hatta ölüme neden olabilir.’’
1. ANLAMSAL (ANLAMA DAYALI) ANLATIM BOZUKLUKLARI
A)Gereksiz Sözcük Kullanılması Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozuklukları, eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılması ve anlamca birbirini kapsayan kelimelerin bir arada kullanılması olmak üzere iki şekilde oluşur.
Eş Anlamlı Sözcüklerin Bir Arada Kullanılmasıç Bu tür anlatım bozuklukları aynı anlama gelen sözcüklerin veya söz gruplarının aynı cümle içerisinde kullanılmasıyla oluşur.
Örnek: ‘’Bu bari doğru çıksaydı, yazarlığıma geçmişte bir ipucu bulacaktım hiç olmazsa.’’ cümlesinde “bari” ve “hiç olmazsa” ifadeleri aynı anlama gelmektedir. Bu iki ifadeden biri cümleden çıkarılmalıdır. Örnek: ‘’Annesini yanına aldığı günlerdeki mutsuzluğum hâlâ henüz içimi karartıyor.’’ cümlesinde “hâlâ” ve “henüz” sözcükleri eş anlamlıdır. Bu iki sözcükten biri cümleden çıkarılmalıdır.
Örnek: ’’Tahtaya yazdıklarımı aynen olduğu gibi defterinize yazın.’’ cümlesinde “aynen” ve “olduğu gibi” sözleri anlamca aynıdır. Cümledeki bozukluğu gidermek için bu iki sözcükten birini çıkarmak gerekir.
Anlamca Birbirini Kapsayan (İçeren) Sözcüklerin Bir Arada Kullanılmasıç
Cümlede anlamca birbirini kapsayan sözcükler kullanılabilir. Bir sözcüğün ifade ettiği anlam, diğer sözcük içinde olduğundan, bu tür ifadeler anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek: ‘’Kayseri'den haber gelince hemen gidiveririz. ‘’cümlesinde “hemen” ile “gidiveririz” sözcükleri eş anlamlı değildir. Ancak “gidiver” eyleminde “tezlik, hemen yapma” anlamı vardır. Eylemde bu anlam olduğundan “hemen” sözcüğünün kullanılmasına gerek yoktur.
Örnek: ‘’Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yaya yürüyordu.’’ cümlesinde “yaya” ve “yürüyerek” sözcüklerinin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Çünkü “yürümek” sözcüğünde “yaya” anlamı mevcuttur.
B)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanılması
Anlamca birbiri ile uyuşmayan sözcüklerin bir arada kullanılması, cümlede çelişkili ifadenin doğmasına neden olur.
Örnek:’’ Tam üç yıla yakın bir zaman şiir ve roman kaleme alıyorum.’’ cümlesinde cümlede “tam” ve “üç yıla yakın bir zaman” sözleri çelişkili anlatıma yol açmıştır. Örnek: ‘’Bu şato sahibi elbette şatonun her şeyiyle uğraşmak zorunda kalabilir.’’ Cümlesinde ya kesinlik ya da ihtimal anlamı olmalıdır. Cümlede ikisi de olduğundan çelişkili anlatım söz konusudur.
C)Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Örnek: ‘’15 Nisan 1745 yılındaki olay henüz hafızalardan silinmedi.’’ cümlesinde “yılındaki” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. Çünkü ’’15 Nisan 1745‘’ ifadesi yıl değil tarih belirtir. Bu durumda cümlenin doğru şekli şöyledir: ‘’15 Nisan 1745 tarihindeki olay henüz hafızalardan silinmedi.’’
Örnek: "En küçük bir ayrımı bile atlamayacaksın." cümlesinde “ayrım” sözcüğü yanlış kullanılmıştır. “Ayrım” sözcüğü ‘’Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik’’ anlamına gelir. Cümlede herhangi bir durumun detaylarının da önemsenmesi gerektiği anlamı verilmek istenmiştir. Bu anlam “ayrıntı” sözcüğü ile sağlanabilir.
D)Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
Cümledeki sözcüklerin yerinde kullanılmaması, söylenmek istenenin karşıtı bir anlamın ortaya çıkmasına ya da cümlenin anlaşılmamasına yol açar.
Örnek: ‘’Yapılan kontrollerde alkollü araç kullanan on sekiz kişi yakalandı.’’ cümlesinde “alkollü” sözcüğü yanlış yerde kullanıldığından cümlenin anlam bozulmuştur. Cümlede anlatılmak istenen “aracın alkollü olduğu ” değil alkol kullandıktan sonra araç kullanan on sekiz kişinin yakalanmasıdır.
E)Deyimin Yanlış Anlamda Kullanılması
Deyimlerin kalıplaşmış anlamları vardır ve deyimler bu kalıplaşmış anlamları çerçevesinde kullanılır. Kalıplaşmış belli bir anlamı karşılayan deyimin başka bir anlamda kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek: ‘’Öğleden sonra vali yine kıza köpüre arayınca Komiser Zihni 'nin etekleri zil çaldı.'’ cümlesinde “etekleri zil çalmak” deyiminin yanlış kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. “Etekleri zil çalmak”, çok sevinmek, işleri yolunda olmak anlamında bir deyimdir. Bu deyimin yerine “etekleri tutuşmak” deyiminin kullanılması gerekir.
Örnek: 'Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan canı burnuna geliyor.'’ cümlesinde “canı burnuna gelmek” deyiminin yanlış kullanılmasından doğan bir anlatım bozukluğu vardır. Doğrusu: “'Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor.”
F)Anlam Belirsizliği
Kişilerden ya da onlarla ilgili durumlardan söz ederken, o kişilerin yerini tutan zamirleri kullanmayız.
Örnek: ‘’Okulu sevmediğini bugün öğrendim.’’ cümlesinde kişi zamiri kullanılmadığı için bu cümleden “Onun okulu sevmediğini bugün öğrendim.” ya da “Senin okulu sevmediğini bugün öğrendim ” anlamı çıkar olabilir. Bu nedenle kişi kavramının net olması için cümleye kişi zamiri mutlaka getirilmelidir.
ÖNEMLİ NOT: Anlam belirsizliği noktalama yanlışlığından da kaynaklanabilir.
Örnek ’’Misafir odasına gitti.’’ cümlesinde odasına giden “misafir” mi, yoksa bir kişi misafir odasına mı gidiyor belli değildir. Bu belirsizliği “misafir” sözünden sonra cümleye virgül (,) getirerek giderebiliriz.
G) Mantık ve Sıralama Yanlışlığı (Hatası)
Cümlede verilen kavramların önem sırasının karıştırılması ya da cümlenin mantık açısından yanlış oluşturulması sonucunda ortaya çıkan anlatım bozukluklarıdır.
Örnek: ‘’Birinci geleneksel bahar şenliğine binlerce kişi katıldı.’’ cümlesinde mantık hatası yapılmıştır çünkü ilk kez yapılan bir şenlik geleneksel olarak nitelendirilemez.
Örnek: ‘’Talihsiz adamın öldürülerek bıçaklandığı anlaşıldı.’’ cümlesinde sıralama yanlışlığı vardır. Bu cümle şöyle düzeltilmelidir :
‘’Talihsiz adamın bıçaklanarak öldürüldüğü anlaşıldı .’’
Örnek: ‘’Önlem alınmazsa bu hastalık ölüme, hatta kısmi felce neden olabilir.’’ cümlesinde sıralama yanlışlığı anlatım bozukluğuna sebep olmuştur. Bu cümle şöyle düzeltilmelidir : ‘’Önlem alınmazsa bu hastalık kısmi felce, hatta ölüme neden olabilir.’’