Bellek Geliştirme Teknikleri
Çeşitli teknikler kullanarak belleğin kapasitesi artırılabilir ve öğrenilen malzemenin daha kolay hatırlanması sağlanabilir. Bu tekniklerin başlıcaları şunlardır:
Gruplama: Kısa süreli belleğin yedi birimlik kapasitesi vardır. Bu kapasiteyi artırmak zordur. Fakat kümeleme yaparak her küme içine giren birimlerin sayısı artırılabilir.
Hayal Etme ve Kodlama: Hayal etme yoluyla hatırlama kolaylaştırılabilir. Bilgi kodlanırken belleğe yardımcı olacak olan hayaller de kodlanır ve hatırlama kolaylaşır. Buna yer çağrışımlı yöntem adı verilir.
Ayrıntılama ve Kodlama: Ne kadar ayrıntılara girilerek öğrenilirse bilgi o kadar kolay hatırlanır. İncelenen olayın neden ve sonuçlarıyla ilgili sorular soruldukça ayrıntıya girilmiş olur. Her ayrıntı belleğe farklı kanallardan gireceğinden, ipucu fazla olur ve hatırlama kolaylaşır.
Ortam: Öğrenme işleminin yapıldığı ortam, öğrenilenler için bir çerçeve oluşturur. Kendimizi o ortam-da hayal edebilirsek öğrenilenleri hatırlamak kolaylaşır.
Örgütleme: Bilgiler, kişinin kendisine anlamlı gelecek şekilde düzenlenir ve sıralanırsa hatırlama daha kolay olur.
DÜŞÜNME, PROBLEM ÇÖZME VE DİL
Düşünme: Sembol, imge ve kavramları kullanarak olayların zihinden geçirilmesidir.
Düşünmenin Yapı Taşları:
İmge: Nesnelerin zihinde beliren görüntüleridir. (Takım oyuncularının görüntüleri)
Sembol: Nesnelerin zihindeki işaretidir. (Takımın arması)
Kavram: Nesnelerin zihindeki tasarımıdır. Kavramlar tekrarlanan yaşantılar sonucu oluşur. Kavramlar nesnelerin ortak ve genel özellikleridir.
Kategoriler: Bir kavramın özellikleri bir sınıfı, kategoriyi tanımlar.
Düşünme Çeşitleri
Yaratıcı Düşünme: Farklı, yeni alışılmamış ve orijinal çözümler bulmayı içeren düşünme biçimine denir. Bu düşünmede bilgi birikimi ve deneyim önemlidir.
Yaratıcı Düşünmeyi Engelleyen Faktörler:
Zihinsel Kurulum: Problemleri hep aynı davranış kalıplarıyla, yöntemlerle, alışkanlıklarımızla çözmeye hazır olmaktır. Yani alışılagelen yöntemler farklı yolların denenmesine engeller.
İşleve Takılma: Nesneleri alışılagelen işlevleri dışında kullanmamaya denir. Örneğin, bıçak kesmek için yapılmıştır. Birçok insan bıçağı tornavida ya da gazoz açacağı olarak düşünemez.
İrdeleme ve Karar Verme: İrdeleme sözel simgelerin yani konuşulan dilin kullanıldığı ve bazı kuralların uygulandığı düşünme biçimidir. Bu düşünmeyi diğer düşünme çeşitlerinden ayıran yönü, irdelemenin mantık kurallarına göre işlemesidir. Bu nedenle semboller birbirini mantıklı bir sıra içinde izler. Doğruyu yanlıştan ayırma, doğruluğunu ispat etme, yanlışlığını eleştirme esasına dayanır. Akıl yürütmeler bu tip düşünmedir. Akıl yürütme çeşitleri tümevarım, tümdengelim ve analojidir.
Problem Çözme
Bilgilerin amaca ulaşmak için kullanılması; karşılaşılan sorunları, engelleri, zorlukları aşma sürecidir.
Problem Çözme Aşamaları
I.Hazırlık: Problem ortaya konur ve problemle ilgili bilgi ve malzeme toplanır.
II. Kuluçka Aşaması: Hemen çözülemeyen problem, daha sonra elde edilecek bilgilerle çözüleceği düşünülerek bir süre beklemeye alınır.
III. Kavrayış ve Aydınlanma: Karanlıkta kalan noktalar aydınlanır, problem çözüme kavuşur.
IV. Değerlendirme: Bulunan çözüm gözden geçirilip kontrol edilir. Çözümün, gerçek bir çözüm olup olmadığı belirlenir.
ZEKÂ
Kişinin yeni durum, engel ve sorunlar karşısında deneyimlerinden ve öğrendiklerinden yararlanarak o an için gerekeni yapması, uyumunu sağlayabilmesi, yeni çözümler bulabilmesi yeteneğidir. Problem çözebilme yeteneğidir.
Doğrudan gözlenemeyen ve karmaşık bir yapı olan zekâ, farklı bakış açılarını savunan kuramlar tarafından farklı şekillerde tanımlanır.
Tek Etmen Kuramına Göre Zekâ; soyut düşünme, problem çözme, çevreye uyma yeteneği gibi genel bir zihin gücüdür.
Çift Etmen Kuramına Göre Zekâ, genel bir zihin gücü yanında çeşitli alanlardaki özel yeteneklerin oluşturduğu güçtür.
Çok Etmen Kuramına Göre İse Zekâ, birçok özel yeteneğin bir araya gelmesinden oluşan genel bir zihin seviyesidir.
Zekâya ilişkin tüm kuramlar zekânın kalıtımla kuşaktan kuşağa aktarılan deneyim, öğrenme ve çevresel etkenlerle de belli ölçüde şekillenebilen bir yapı olduğunu kabul eder.
Zekânın Oluşmasında Kalıtım ve Çevre İlişkisi:
Zekâyı belirleyen iki temel etken vardır. Bunlar kalıtım ve çevredir. Zekânın gelişebilme sınırları kalıtımla belirlenir. Kalıtımla getirilen bu potansiyel iyi çevre koşullarında geliştirilebilir. Ancak uygun çevre koşulları zekânın sınırlarını değiştiremez. İyi çevre koşulları kalıtımla getirilen potansiyelin en verimli bir şekilde geliştirilmesini sağlayabilir.
Kalıtımla getirilen potansiyel eğer iyi bir çevre ortamında (eğitim, sağlık ve sosyal yönden) geliştirilmez ise zekâ seviyesi açısından tek başına yeterli olmamaktadır.
Kalıtım, zekânın ve duyu organlarının düzeyini belirlemede belki daha önemlidir; çevre ise inançların, alışkanlıkların, tutumların yani kişiliğin belirlenmesinde daha etkilidir.
Bireyin zekâsı genellikle 18-20 yaşlarına kadar artar.30 yaşlarından sonra bazı alanlarda düşüş belirir.
Zekâ Testleri
Zekâ bölümü anlamına gelen, İngilizce “Intelligence Quotient” sözcüklerinin kısaltması olan IQ, zekâ ölçü birimi olarak kullanılır. Standartlaşmış zekâ testlerinde ortalama zekâ puanı 100’dür. Bireyin aldığı puanın ortalamanın neresinde olduğuna bakılarak zekâ düzeyi hakkında bir değerlendirme yapılır. Testlerin güvenilir ve geçerli olması için kültür, cinsiyet, sosyal çevre gibi etkenlerden mümkün olduğunca bağımsız hazırlanması gerekir.
WISC-r Zekâ Testi: 4-6, 6-16 ve yetişkinler olmak üzere üç farklı yaş grubuna uygulanabilen çeşitleri olan Wechsler Zekâ Testi bireysel olarak uygulanan bir testtir. Bu test sözel ve performans olmak üzere iki bölümden oluşur. Her bölümde biri yedek olmak üzere altı çeşit alt test bulunur. Sözel bölüme ait alt testler; genel bilgi, benzerlik, aritmetik, sözcük dağarcığı, yargılama ve sayı dizisidir. Performans bölümüne ait alt testler ise resim tamamlama, resim sıralama, küplerle desen ve parça birleştirme, şifre ve labirentlerdir.
Simon-Binet Zekâ Testi: Fransız eğitim sistemi için Alfred Binet (Alfred Bine) ve çalışma arkadaşı Theodore Simon (Teodor Simon) tarafından hazırlanan ilk standart zekâ testidir. Bir dizi soru yönergesi ile Paris’teki okul çocuklarının hangilerinde zihinsel gerilik veya öğrenme güçlüğü bulunduğunu tespit etmeyi amaçlayan bir testtir. Test, zorluk derecesi gittikçe artan sorulardan oluşur.
Lewis Terman (Luvıs Törmın) ve Wilhelm Stern (Vilhelm Sitern): Simon-Binet test sonuçlarını puan olarak ifade etmek için bir formül geliştirir. Bu formülde zekâ bölümü, zekâ yaşının takvim yaşına bölünüp 100 ile çarpılmasıyla elde edilir.
IQ= ZY/TY x 100
Yukarıdaki örnekte takvim yaşı 7, zekâ yaşı 9 olan çocuğun zekâ bölümü şu şekilde hesaplanır.
9/7x 100 = 128
Hesaplamaya göre bu çocuğun zekâ bölümü 128’dir. Böylece zekâ düzeyi sayısal olarak ifade edilmiş olur.
Cattel Zekâ Testi: Bireysel ve grup olarak uygulanabilir. Uygun yaş grubuna göre bireyin kendisine verilen formu belirli bir süre içerisinde yanıtlaması istenir.
Binet-Terman Zekâ Testi: Her yaştan bireye uygulanabilen Binet-Terman Zekâ Testi’nin sözlü, yazılı ve çizime dayalı aşamaları vardır. Testi yapan kişinin verdiği cevapların %75’inin doğru olması kişinin o yaşın gerektirdiği zekâya sahip olduğu şeklinde değerlendirilir.
ZEKÂ TÜRLERİ
Zekâ, birçok özel yeteneğin toplamından meydana gelmektedir.
Örneğin; Thorndike, zekâyı soyut, mekanik ve sosyal zekâ olarak üç etmenle açıklamıştır.
Soyut zekâ: Sembolleri, sayıları, formülleri kullanmada kendini gösterir. Mesela; matematikçiler, edebiyatçılar, bilim adamları bu zekâ türüne sahiptir.
Somut zekâ (mekanik zekâ): Aletleri, araç, gereç ve makineleri kullanmada, icat etmede, onarmada, kendini gösterir. Mesela; mühendisler, tamirciler, teknisyenler bu zekâ türüne sahiptir.
Sosyal Zekâ: Çevrede aranılan sevilen kişi olmada, çevredeki insanları etkilemede kendini gösterir. Bu zekâya sahip olanlar kendilerini başkalarına sevdirir, dostlar edinir, aranan kişi haline gelir. Mesela; politikacı, din adamı, karizmatik lider, öğretmen, pazarlamacı bu zekâ türüne sahiptir.
Howard Gardner’a göre ise her biri beyindeki ayrı bir sistem tarafından kendi kurallarına göre işleyen 9 zekâ çeşidi vardır.
Sözel-dilsel zekâ, dilin etkili bir şekilde kullanılmasını sağlayan dil becerileriyle ilgili olan zekâ türüdür.
Mantıksal-matematiksel zekâ, sayı ve sembolleri etkin kullanarak soyut problemleri çözebilme, kavramlar, düşünceler ve fikirler arası karmaşık ilişkileri algılayabilme ve mantık yürütebilme becerisidir.
Görsel-mekânsal zekâ; görülenleri hafızaya alma, resimlerle ve şekillerle düşünebilme, boyutlandırma ve görsel tasarımlar kurgulama becerisidir.
Bedensel-kinestetik zekâ, kişinin zihin ve beden uyumunun fiziksel performansla birleşerek belli bir amaca yönelik faaliyette bulunması becerisine dayanır. Kinestetik zekâsı gelişmiş olan kişiler düşündüklerini, harekete dönüştürme konusunda iyidir.
Müzik-ritim zekâsı insanın sesleri yorumlaması, bir araya getirmesi, işlemesi ve doğadaki seslere duyarlılığının yüksek olması gibi becerileri kapsar.
Kişiler arası-sosyal zekâ; başka insanların duyguları, inançları ve niyetlerini anlama ve bunlar arasında ayrım yapabilme yeteneğidir.
İçsel zekâ; kişisel istek ve hayaller doğrultusunda duyguları, düşünceleri yönlendirebilme becerisidir. Bu zekâya sahip kişiler, potansiyellerinin farkındadırlar.
Doğa bilimci zekâ, doğayı ve doğadaki canlıları inceleyip çıkarımlar elde etmek ve bu çıkarımları yorumlamakla ilgili becerileri kapsar. Kimyager, arkeolog, veteriner ve biyologların bu becerileri gelişmiştir.
Varoluşçu-felsefi zekâ; yaşamın anlamı, başlangıcı, sonu gibi insanın varoluşu hakkında derin sorular sorma ve sorgulama becerisidir. Kişi yaşam, ölüm, sonsuzluk, evren, kader gibi konuları sorgulayarak verdiği cevaplara göre yaşama karşı bir tavır geliştirir.
Her bireyde bu zekâ türlerinden en az bir tanesi baskın olarak görülür. Baskın olan zekâ türüne uygun öğrenme ortamlarının hazırlanması bireylerin güçlü yönlerinin gelişmesini sağlar.